Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Meraklı Tilki ve Orman Oyunu


Güneşli bir sabahtı. Meraklı mı meraklı küçük tilki Kiko, yuvasından dışarı fırladı. 'Bugün ormanda hangi maceralar beni bekliyor acaba?' diye düşündü neşeyle. Patileri onu ormanın derinliklerine doğru götürmeye hazırdı.


Kiko, yürürken yerde parlayan bir şey fark etti. Bu, üzerinde bir resim olan, daha önce hiç görmediği kadar parlak, renkli bir yapraktı. Yaprakta, gövdesinde bir delik olan yaşlı bir ağaç resmi vardı. Altında 'Orman Oyunu Başlasın!' yazıyordu.


Kiko, resimdeki ağacı bulmak için etrafa bakındı ve ormanın en yaşlı, en bilge ağacının önünde durdu. Ama ipucunun olduğu delik çok yüksekti. 'Oraya nasıl ulaşacağım?' diye düşünürken, daldan bir ses duydu: 'Yardıma mı ihtiyacın var, küçük dostum?'


Bu, Bilge Baykuş'tu. Kiko ona oyunu anlattı. Bilge Baykuş gülümsedi. 'O delikteki ipucu, sincapların en sevdiği yiyeceğin olduğu yeri gösterir,' dedi ve kanadıyla fındık ağaçlarının olduğu yönü işaret etti.


Kiko, Bilge Baykuş'a teşekkür edip gösterdiği yöne doğru koştu. Orada, çalışkan sincap Ceviz, kış için fındık topluyordu. Kiko, 'Merhaba Ceviz! Bir oyun oynuyorum, bana yardım eder misin?' diye sordu.


Ceviz oyunu duyunca çok heyecanlandı. 'Elbette yardım ederim!' dedi ve Kiko'ya üzerinde nehir resmi çizili olan pürüzsüz bir taş verdi. 'Sıradaki ipucu nehrin kenarında!' Ceviz de Kiko'nun peşine takıldı.


İki arkadaş nehrin kenarına vardılar. Bir sonraki ipucu karşı kıyıdaki bir çiçeğin içindeydi. Ama nehri geçmek için kullandıkları taşlar birbirinden çok uzaktı. 'Şimdi ne yapacağız?' dedi Ceviz endişeyle.


Tam o sırada, su içmek için nehre gelen iyi kalpli ayı Pati onları gördü. 'Neden üzgünsünüz, küçük arkadaşlar?' diye sordu yumuşak bir sesle. Kiko, karşıya geçmeleri gerektiğini anlattı.


Pati, 'Bu iş çok kolay!' dedi ve yakındaki devrilmiş bir kütüğü yavaşça iterek nehrin üzerine bir köprü yaptı. 'İşte, şimdi güvenle geçebilirsiniz.' Kiko ve Ceviz çok mutlu oldular.


Kiko ve Ceviz, Pati'ye teşekkür edip kütük köprüden dikkatlice karşıya geçtiler. Bu macera çok hoşuna giden Pati de onlara katılmaya karar verdi. Artık üç arkadaş birlikteydiler.


Karşı kıyıda, büyük bir papatyanın içinde yeni bir ipucu buldular. Bu, üzerinde havuç tarlası resmi olan küçük bir tahta parçasıydı. O sırada yanlarına neşeli tavşan Zıpzıp zıplayarak geldi. 'A, benim en sevdiğim yerin resmi!' dedi.


Zıpzıp, havuç tarlasının yerini biliyordu. 'Beni takip edin!' diye seslendi ve önden zıplamaya başladı. Kiko, Ceviz ve Pati de heyecanla onu takip ettiler. Zıpzıp da artık oyunun bir parçasıydı.


Sonunda, güneşli bir açıklığa vardılar. Ortada, kocaman bir ayçiçeğinin altında, harika süslemeleri olan ahşap bir kutu duruyordu. 'İşte hazine!' diye bağırdı Kiko sevinçle.


Dört arkadaş kutunun etrafına toplandılar ve birlikte kapağını açtılar. İçi, herkesin paylaşabileceği tatlı orman meyveleri, parlak çakıl taşları ve rengarenk kuş tüyleriyle doluydu. Asıl hazine, birlikte oynadıkları bu eğlenceli oyun ve kurdukları güzel dostluktu.


