Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Küçük Kaplumbağanın Büyük Hayali


Bir zamanlar, yemyeşil bir ormanın kalbinde, Tospik adında küçük bir kaplumbağa yaşarmış. Tospik'in diğer tüm kaplumbağalardan farklı, kocaman bir hayali varmış: ormanın en yüksek zirvesi olan Güneş Dağı'na tırmanmak ve dünyayı bulutların üzerinden izlemek.


Ormanın en yaşlı ve en bilge kaplumbağası olan dedesi, bu hayali duyunca gülümsemiş. 'Bu uzun bir yolculuk, küçüğüm,' demiş, 'ama senin kalbin güçlü.' Tospik'e pürüzsüz, gri bir taş vermiş. 'Bu senin şans taşın olacak. Unutma, her büyük yolculuk, sabırlı, tek bir adımla başlar.'


Bir sabah Tospik minik çantasını hazırlayıp yola çıkmış. Yolda, 'O yavaş adımlarınla Güneş Dağı'na mı tırmanacaksın?' diye gülen Tavşan Vızvız'la karşılaşmış. Tospik sadece gülümsemiş ve cevap vermiş: 'Beni zirveye taşıyacak olan hızım değil, azmim.'


Tospik'in ilk engeli, geniş, şırıl şırıl akan bir dereymiş. Karşıya geçmek imkânsız gibi görünüyormuş. Bir an için cesareti kırılsa da pes etmemiş. Dedesinin sözlerini hatırlamış.


Tam o sırada, bir dala tünemiş olan Baykuş Bilge, 'Sevgili Tospik, en geniş dereler bile doğru adımlarla geçilebilir. Sabırla etrafına bak, sudaki taşlar sana yolu gösterecektir,' demiş.


Tospik baykuşa teşekkür etmiş ve dikkatlice büyük bir taştan diğerine zıplayarak yavaşça derenin karşısına geçmiş. İlk zorluğun üstesinden geldiği için büyük bir mutluluk hissetmiş ve yoluna devam etmiş.


Ardından Tospik, dev, rengarenk çiçeklerle dolu bir çayıra girmiş. Çiçekler o kadar uzunmuş ki adeta bir labirent gibiymiş! Yürümüş, yürümüş ama kısa süre sonra parlak kırmızı ve sarı yaprakların arasında kaybolduğunu fark etmiş.


Vitray gibi kanatları olan güzel bir kelebek, Luna, Tospik'i yukarıdan görmüş. 'Daireler çizerek yürüyor gibisin küçük dostum,' diye cıvıldamış. Luna, Tospik'in hemen önünde süzülerek ona çiçek labirentinin içinden geçen dolambaçlı yolu göstermiş. 'Beni takip et!'


Çiçek tarlasından sonra Tospik, dik ve çamurlu bir tepeyle karşılaşmış. Attığı her adımda geri kayıyormuş. Tam pes etmek üzereyken, Sincap Squeaky'nin onu ağaçların arasından izlediğini fark etmiş.


Squeaky, Tospik'in azmine hayran kalmış. Hızla en sağlam sarmaşıklardan birini bulup bir ucunu Tospik'e doğru sarkıtmış. 'Tutun dostum, birlikte başarabiliriz!' diye cıvıldamış.


Squeaky'nin yardımıyla Tospik tepeyi tırmanmış. Güneş Dağı'nın zirvesi artık çok yakınmış. Yorgunmuş ama kalbi heyecanla çarpıyormuş. Batan güneş, zirveyi altın gibi parlatıyormuş.


Tırmanışın son kısmı için Tospik bacaklarının çok yorulduğunu hissetmiş. Dedesinin verdiği şans taşını çıkarmış. Taşı tutarken dedesinin ona olan inancını hatırlamış ve kalbine yeni bir enerji dalgası dolmuş. Yavaş ve kararlı bir adım daha atmış.


Ve sonunda, Tospik zirveye ulaşmış! Bütün orman, dere ve patikalar ayaklarının altındaymış. Manzara o kadar güzelmiş ki bütün yorgunluğunu unutmuş. Zirvede onu bekleyen Tavşan Vızvız, Tospik'i saygıyla karşılamış. 'Haklıymışsın,' demiş. 'Önemli olan hız değil, kendine inanmakmış.'


Çok geçmeden Tospik'in diğer arkadaşları da kutlama için gelmiş. Baykuş Bilge usulca konmuş, Sincap Squeaky koşarak tırmanmış ve Kelebek Luna zarifçe süzülmüş. Hep birlikte oturup, alacakaranlık gökyüzünde belirmeye başlayan yıldızları izlemişler.


O gün Tospik en büyük hayalini gerçekleştirmiş. Yavaş olmanın bir engel olmadığını, sabır, azim ve iyi arkadaşlarla her zorluğun aşılabileceğini öğrenmiş. Artık şundan emindi: Sabır ve azimle hayaller gerçek olurdu.


