Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Hansel ve Gretel'in Tatlı Macerası


Rengârenk çiçeklerle dolu bir bahçenin yanındaki şirin kulübede, Hansel ve Gretel adında iki sevimli kardeş yaşardı. Hansel cesur, Gretel ise akıllıydı. Birbirlerini çok severler ve her oyunu birlikte oynarlardı.


Güneşli bir sabah, ormanın kenarında oynarken, gökkuşağı renklerinde kanatları olan pırıl pırıl bir kuş gördüler. Kuş o kadar güzeldi ki, "Hadi onu takip edelim!" dedi Hansel neşeyle. Gretel de bu fikri çok sevdi.


Kuşun peşinden daldan dala zıplayarak ormanın derinliklerine doğru ilerlediler. Ama bir süre sonra minik kuş gözden kayboldu ve güneş de yavaş yavaş batmaya başladı. Etraflarına baktıklarında, geri dönüş yolunu unuttuklarını fark ettiler.


Tam o sırada, ağaçların arasından tatlı bir vanilya kokusu geldi. Kokuyu takip ettiklerinde gözlerine inanamadılar! Karşılarında duvarları bisküviden, çatısı pastadan ve pencereleri şekerden yapılmış bir ev duruyordu.


Evin çikolatalı kapısı yavaşça açıldı ve yanakları al al, gülümseyen tatlı bir teyze dışarı çıktı. "Merhaba minikler!" dedi neşeyle. "Ben Şeker Teyze. Evimi beğendiniz mi? İçeride daha ne tatlılar var!"


İçerisi tam bir hayal dünyasıydı! Zencefilli kurabiyeden sandalyeler, lokumdan yastıklar ve her yerde şeker kavanozları vardı. Şeker Teyze onlara lezzetli pastalar ikram etti ve onlarla oyunlar oynadı.


Hansel ve Gretel çok eğlenseler de akşam olunca annelerini ve babalarını özlediler. "Artık evimize gitmeliyiz," dedi Gretel kibarca. Şeker Teyze, "Ah, ama kapı biraz sıkıştı galiba," dedi muzipçe. "Bu gece burada kalın, yarın sabah size yardım ederim."


Gretel'in aklına parlak bir fikir geldi. Ceplerinde eve dönerken topladıkları pırıl pırıl, parlak çakıl taşları vardı. Kardeşine eğilip planını fısıldadı. Hansel gülümseyerek başını salladı.


Hansel hemen Şeker Teyze'nin yanına koştu. "Şeker Teyze," dedi heyecanla, "ormanın derinliklerinde, dallarından reçel damlayan sihirli bir 'Kıkırdama Çalısı' olduğunu duyduk. Onu bulursanız dünyanın en lezzetli pastasını yapabilirsiniz!"


Şeker Teyze bu fikre bayıldı ve elinde sepetiyle Kıkırdama Çalısı'nı aramaya gitti. O gider gitmez, Gretel cebindeki parlak taşları bir bir yere bırakarak evden uzaklaşan bir yol yaptı. Sonra Hansel ile birlikte sessizce evden çıktılar.


Güneşin ilk ışıkları, Gretel'in bıraktığı taşları birer elmas gibi parlatıyordu. Kardeşler parlayan yolu takip ettiler. Çok geçmeden uzaktan tanıdık sesler duydular: "Hansel! Gretel!" Bu, anneleriyle babalarının sesiydi!


Koşarak seslerin geldiği yöne gittiler ve anne babalarının endişeyle onları aradığını gördüler. Birbirlerine sımsıkı sarıldılar. O gün Hansel ve Gretel, birlikte olduklarında ve akıllarını kullandıklarında her zorluğun üstesinden gelebileceklerini öğrenmişlerdi.


