Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Elara ve Minik Kuş


Yedi yaşındaki Elara, rüyaları çok severdi. Her gece yatağına yattığında, gözlerini kapatır ve harika maceralar hayal ederdi.


Bir sabah, bahçede oynarken parlak, rengarenk bir tüy buldu. Tüy, gökkuşağının tüm renklerini taşıyordu ve hafifçe parlıyordu.


Elara tüyü eline aldığında, küçük bir cıvıltı duydu. Tüyün geldiği yöne baktığında, minicik, pırıl pırıl bir kuş gördü. Kuş, Elara'ya gülümsüyordu.


"Merhaba!" dedi kuş, sesi minik bir çan gibiydi. "Ben Minik. Bu tüy, senin hayallerinin anahtarı."


Minik, Elara'ya rüyaların sadece uyurken değil, uyanıkken de yaşanabileceğini fısıldadı. "Hayal gücünle her şeyi gerçeğe dönüştürebilirsin," dedi.


Elara, Minik'in öğrettikleriyle rüyalarını daha da canlı hale getirmeye başladı. Uykusunda rengarenk ormanlarda koşuyor, bulutların üzerinde uçuyordu.


Sadece rüyalarında değil, oyunlarında da hayal gücünü kullandı. Bahçedeki ağaçlar onun için gizemli kaleler, çiçekler ise konuşan dostlar oldu.


Elara, Minik'le yaşadığı maceraları ailesiyle paylaştı. Annesi ve babası, onun ne kadar yaratıcı ve neşeli olduğunu görmekten çok mutlu oldular.


Minik, Elara'ya en büyük sırrı öğretti: "Asıl sihir, senin içinde. Hayal gücünle her günü bir maceraya dönüştürebilirsin."


Elara, Minik sayesinde her zaman hayal kurmanın ve hayatı renkli görmenin ne kadar güzel olduğunu anladı. O günden sonra, her gün yeni bir maceraya uyandı.


