Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Zaman Ağacı


Büyük, yemyeşil bir ormanın derinliklerinde, Aras adında meraklı bir çocuk yaşarmış. Aras, her gün yeni maceralar peşinde koşar, kuşların şarkılarını dinler, ağaçların fısıltılarını anlamaya çalışırmış. En sevdiği yer, ormanın kalbindeki yaşlı, devasa bir ağaçmış.


Bu ağaç o kadar yaşlıymış ki, sanki gökyüzüne uzanıyormuş gibi görünür, dalları bulutlara değermiş. Aras, bu ağaca "Bilge Ağaç" adını vermişti. Her defasında onun yanına gelir, gövdesine yaslanır ve hayaller kurarmış.


Bir gün, Aras ağacın gövdesindeki derin oyuklardan birine dikkatle baktı. Orada, daha önce hiç fark etmediği, iç içe geçmiş halkalar gördü. Bu halkalar, sanki ağacın kalbi gibi atıyor, hafifçe parlıyordu.


Aras, parmağını bu halkalardan birine dokundurduğunda, etrafındaki her şey değişti. Ormanın sesi azaldı, ağacın halkaları daha da parlaklaştı ve Aras kendini farklı bir zamanda buldu!


Gördüğü ilk şey, ağacın henüz küçük bir fidan olduğu, etrafta koşuşturan minik hayvanlardı. Aras, o zamanlar ormanın nasıl göründüğünü, hangi kuşların öttüğünü, hangi çiçeklerin açtığını hayranlıkla izledi.


Bir başka halkaya dokunduğunda ise, kendini gelecekte buldu. Ağaç daha da büyümüş, dalları daha da gürleşmişti. Aras, gelecekteki ormanın huzurlu ve yemyeşil olduğunu gördü, ama aynı zamanda bazı yerlerde kurumuş yapraklar ve susuz kalmış topraklar da vardı.


Ağacın bilge sesi, Aras'ın zihninde yankılandı: "Her halkanın bir hikayesi var, Aras. Geçmişten ders çıkar, geleceği koru. Orman, seninle birlikte nefes alır." Aras, ağacın ona bir sır verdiğini anladı.


Aras, her gün Bilge Ağaç'ı ziyaret etmeye başladı. Farklı halkalara dokunarak geçmişteki orman yangınlarını, kuraklıkları ve insanların doğaya nasıl zarar verdiğini gördü. Ama aynı zamanda, insanların doğayı nasıl koruduğunu ve güzelleştirdiğini de öğrendi.


Aras, ağacın ona gösterdiği dersleri not aldı. Geçmişteki hatalardan ders çıkarıp, gelecekte daha iyi bir dünya yaratmak için neler yapabileceğini düşündü. En önemlisi, ormanın ne kadar değerli ve kırılgan olduğunu anladı.


Bir akşam yemeğinde, Aras ailesine Bilge Ağaç'tan bahsetti. Annesi ve babası, Aras'ın anlattıklarını büyük bir merakla dinlediler. Aras, ağacın ona gösterdiği geçmişi ve geleceği heyecanla paylaştı.


Babası, Aras'ın gözlerindeki ışıltıyı görünce gülümsedi. "Demek Bilge Ağaç sana büyük sırlar fısıldamış," dedi. "Peki, bu sırlar bize ne öğretiyor, Aras?"


Aras, "Doğayı dinlemek bize geçmişi ve geleceği anlatır," dedi. "Eğer onu korumazsak, gelecekte ormanlarımız susuz kalabilir, çiçeklerimiz solabilir. Ama eğer ona iyi bakarsak, her zaman yemyeşil ve canlı kalırız!"


Ertesi gün, Aras en yakın arkadaşları Elif ve Can'ı Bilge Ağaç'ın yanına götürdü. Onlara ağacın halkalarını, geçmişi ve geleceği nasıl gösterdiğini anlattı. Elif ve Can da büyük bir şaşkınlık ve merakla dinlediler.


O günden sonra, Aras ve arkadaşları ormanı daha çok sevmeye, onu korumak için küçük adımlar atmaya başladılar. Yere çöp atmıyor, fidan dikiyor ve ormandaki hayvanlara özen gösteriyorlardı.


Bilge Ağaç, Aras'ın ve arkadaşlarının çabalarını gördükçe daha da güçlendi, daha da yeşerdi. Çünkü doğayı dinlemek ve onu korumak, geçmişten geleceğe uzanan en güzel hikayeydi. Aras, ormanın fısıltılarını artık daha iyi anlıyordu.


