Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Tilki ile Kayıp Orman


Meraklı bir çocuk olan Leo, rengarenk kelebekleri kovalamaya bayılırdı. Bir sabah, daha önce gördüklerinin hepsinden daha parlak, safir mavisi bir kelebek gördü. Kelebek, sanki onu oynamaya davet ediyormuş gibi ağaçların arasında süzülüyordu. Leo hiç düşünmeden onu ormanın derinliklerine kadar takip etti.


Mavi kelebek büyük bir meşe ağacının arkasında gözden kayboldu. Leo etrafına baktığında, bütün ağaçların aynı göründüğünü fark etti. Patika kaybolmuştu. Ama Leo korkmamıştı, sadece biraz şaşırmıştı. 'Acaba evim ne tarafta?' diye mırıldandı merakla.


Tam o sırada çalılıklardan hafif bir hışırtı geldi. Meraklı gözleri ve pırıl pırıl kızıl bir kürkü olan sevimli bir tilki yavaşça ortaya çıktı. Tilki, nazik bir sesle, 'Merhaba küçük gezgin. Galiba yolunu kaybettin,' dedi.


Leo bu nazik tilkiden hiç korkmadı. 'Evet,' dedi. 'Mavi bir kelebeği takip ediyordum ama şimdi patikayı bulamıyorum.' Tilki gülümsedi. 'Benim adım Kızıl. Bu ormanı avucumun içi gibi bilirim. İstersen sana yardım edebilirim.'


'Önce ormanı dinlemeliyiz,' diye fısıldadı Kızıl. 'Uzaklardaki derenin sesini duyabiliyor musun? O ses bizi her zaman ormanın kenarına götürür.' Birlikte hareketsiz durdular, gözlerini kapattılar ve rüzgârın taşıdığı su sesini dinlemeye başladılar.


Çok geçmeden uzaktan hafif bir şırıltı duydular. 'Bu taraftan!' dedi Kızıl neşeyle. Leo, yeni arkadaşının arkasından mutlu bir şekilde yürümeye başladı. Artık hiç de kaybolmuş hissetmiyordu.


Yolda, palamut toplayan cıvıl cıvıl bir sincap ailesi gördüler. 'Kışa hazırlanıyorlar,' diye açıkladı Kızıl usulca. 'Ormandaki her canlının yapacak bir işi vardır.' Leo, meşgul sincapları hayranlıkla izledi.


Yolları, üzerinden köprü gibi uzanan yosunlu bir kütüğün bulunduğu küçük bir dere yatağına çıktı. 'Beni izle,' dedi Kızıl, kütüğün üzerinden zarifçe sekerek. Leo derin bir nefes aldı ve cesurca onu takip etti, dikkatlice dengesini sağlayarak diğer tarafa ulaştı.


Aniden yolları, dikenli böğürtlen çalılarından oluşan sık bir küme tarafından kesildi. 'Buradan nasıl geçeceğiz?' diye sordu Leo endişeli bir kaş çatmayla. Kızıl burnuyla çalıların altını işaret etti. 'Endişelenme. Tavşanların yaptığı gizli bir geçit var.'


Leo cesurca elleri ve dizleri üzerine çöküp tünelden emekleyerek geçti. Diğer tarafa çıktığında, Kızıl'ın kuyruğunu sallayarak onu beklediğini gördü. Birlikte başardıkları için ikisi de çok mutluydu.


Su sesi yükseldi ve sonunda berrak, pırıl pırıl bir derenin kenarına ulaştılar. 'Yaşasın! Başardık!' diye bağırdı Leo. Dere, gümüş bir kurdele gibi parlayarak onlara doğru yolu gösteriyordu.


Dere boyunca yürümeye başladılar. Kızıl, Leo'ya hangi meyvelerin tatlı ve yenilebilir olduğunu burnuyla işaret ederek gösterdi. Orman artık bir gizem değil, lezzetli sırlarla dolu bir yerdi.


Sonra Kızıl, Leo'ya su kenarındaki yumuşak çamurda farklı hayvan izlerini gösterdi—tarla faresinin minik izleri ve bir geyiğin daha büyük izleri. Leo için orman, maceralarla dolu harika bir hikâye kitabına dönüşüyordu.


Çok geçmeden ağaçlar seyrekleşmeye başladı ve ileride Leo evinin bulunduğu yeşil çayırı görebildi. 'İşte geldin, güvendesin,' dedi Kızıl. Leo yeni arkadaşına kocaman, nazik bir kucaklama verdi. 'Teşekkür ederim Kızıl. Seni asla unutmayacağım.'


Leo evine doğru koşarken kalbi sevinçle doluydu. Ormanın korkulacak bir yer değil, dostluk ve bilgelikle dolu bir yuva olduğunu öğrenmişti. O günden sonra doğayı daha da çok sevdi ve onu her zaman koruyacağına dair kendine söz verdi.


