Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Sherwood Ormanı'nın Cesur Kalbi


Nottingham Ormanı'nın derinliklerinde, yemyeşil ağaçların fısıltıları arasında, adaleti seven genç bir kahraman yaşarmış: Robin Hood. Yayı ve okları her zaman yanındaydı, ama en büyük gücü, kalbindeki iyilik ve cesaretti. O, haksızlığa asla göz yummazdı.


O zamanlar, Nottingham Şerifi Godfrey, halka çok kötü davranırdı. Fakir köylülerin azıcık yiyeceklerini bile alıp götürür, onları aç bırakırdı. Köylüler her gün daha da yoksullaşıyor, umutları tükeniyordu.


Bir gün Robin Hood, ormanın kenarından, Şerif'in adamlarının yaşlı bir kadının bahçesinden son sebzelerini aldığını gördü. Kadın çaresizce ağlıyordu. Robin Hood'un kalbi acıdı ve bir şeyler yapmaya karar verdi.


Robin Hood, bu haksızlığa sessiz kalamazdı. Hemen ormandaki en güvendiği dostlarından biri olan William'ı buldu. William, güçlü kolları ve sadık kalbiyle her zaman Robin Hood'un yanındaydı. 'William, yardımına ihtiyacım var,' dedi Robin Hood.


İki arkadaş, Şerif'in adamlarının topladıkları vergileri taşıdığı yolu gözlemlemeye başladılar. Planları basitti: haksızca alınanları geri alıp gerçek sahiplerine iade etmek. Ama bu, büyük bir cesaret ve dikkat gerektiriyordu.


Şerif'in adamları, topladıkları yiyecek ve eşyalarla dolu arabalarıyla ormandan geçerken, Robin Hood ve William aniden ortaya çıktılar. Hızlı ve çevik hareketlerle, adamları şaşırtıp eşyaları geri aldılar.


Geri alınan yiyecekler ve eşyalar, Nottingham köylülerine dağıtıldı. Köylüler sevinç çığlıkları atıyor, Robin Hood ve William'a minnettar bakışlarla bakıyorlardı. Robin Hood'un adı, umudun fısıltısı olarak ormanda yayılmaya başladı.


Kısa süre sonra, Robin Hood'un ünü, ormanın derinliklerinde yaşayan zeki ve çevik Alice'in kulağına ulaştı. Alice, haksızlığa karşı savaşan bu kahramana katılmak istiyordu. Bir gün, Robin Hood'u takip ederek onu buldu ve ekibe katıldı.


Bir akşam, Robin Hood, William ve Alice, nehrin üzerindeki eski bir köprünün yıkıldığını ve köylülerin karşıya geçemediğini gördüler. Üç arkadaş hemen işe koyuldu. Alice'in zekası ve William'ın gücüyle köprüyü tamir ettiler.


Köprüyü tamir ederken, neşeli ve güçlü bir adam olan Robert ile karşılaştılar. Robert da Şerif Godfrey'in zulmünden bıkmıştı. Robin Hood'un cesaretine hayran kaldı ve onlara katılarak dostluk halkasını genişletti.


Şerif Godfrey, Robin Hood'un artan ününden ve halkın ona olan sevgisinden çok rahatsız oluyordu. Bu 'haydut'u yakalamak için kurnazca bir plan yaptı: Büyük bir okçuluk yarışması düzenleyeceğini ilan etti. Ödül çok büyüktü, ama bu bir tuzaktı.


Robin Hood ve arkadaşları, Şerif'in tuzağını hemen anladılar. Ama bu, Şerif'e bir ders vermek için harika bir fırsattı. Kılık değiştirerek yarışmaya katılmaya karar verdiler. Kimse onları tanıyamayacaktı!


Yarışma günü geldi. Şerif Godfrey, en iyi okçuların bile zorlanacağı bir hedef belirlemişti. Ama Robin Hood, ustalıkla attığı oklarla herkesi hayran bıraktı. Son oku tam hedefin ortasına sapladığında, kılığını çıkarıp gerçek kimliğini açıkladı!


Şerif Godfrey öfkeyle kükredi, ama köylüler Robin Hood'un arkasında durdu. William, Alice ve Robert da kılıklarını çıkarıp Robin Hood'un yanında yer aldılar. Halkın desteğiyle Şerif'in planı suya düştü. Şerif Godfrey, utanç içinde oradan ayrılmak zorunda kaldı.


O günden sonra, Nottingham Ormanı'nda adalet ve iyilik hüküm sürdü. Robin Hood ve dostları, yoksullara yardım etmeye ve haksızlığa karşı durmaya devam ettiler. Köylüler huzur içinde yaşadı ve her zaman hatırladılar ki: Gerçek kahramanlık, iyilik ve adaletten gelir.


