Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Ay Işığında Küçük Astronot


Atlas, bahçelerindeki en büyük karton kutuyu bir rokete dönüştürmüştü. Boya kalemleriyle pencereler, düğmeler ve hatta bir kapı çizmişti. Roketinin bir adı bile vardı: Yıldız Kâşifi.


Roketinin motorları eski pet şişelerdendi. Burun kısmı ise mutfaktan aldığı alüminyum folyo ile kaplanınca göz kamaştırıcı bir şekilde parlıyordu. Her detayı büyük bir özenle düşünmüştü.


O gece, gökyüzündeki pırıl pırıl parlayan Ay'a baktı. Ay o kadar parlak ve yakındı ki sanki ona gülümsüyordu. Atlas, Ay'a fısıldadı: "Bir gün seni mutlaka ziyarete geleceğim."


Atlas, roketinin içine oturdu ve gözlerini sıkıca kapattı. Kendi kendine seslendi: "Yıldız Kâşifi'nin mürettebatı kalkışa hazır! Geri sayım başlıyor! On, dokuz, sekiz..."


...üç, iki, bir... Fırlat!" diye bağırdı. Tam o anda, hayal gücünün sihirli motorları ateşlendi ve Yıldız Kâşifi, yumuşacık çimlerin üzerinden yavaşça havalandı.


Gökyüzü, kadife gibi karanlık ve elmas gibi parlayan sayısız yıldızla doluydu. Atlas, roketinin penceresinden onlara neşeyle el salladı. Yıldızlar da ona karşılık verir gibi daha parlak yanıp söndüler.


Yıldızlardan biri, diğerlerinden daha yakına geldi ve Atlas'a göz kırptı. Sanki fısıldıyordu: "Hoş geldin küçük kâşif! Ay'a giden yol, senin gibi cesur kalplerden geçer."


Atlas, bilge yıldıza teşekkür etti ve yoluna devam etti. Ay, roketin penceresinde her an daha da büyüyordu. Gümüş rengi kraterleri artık çok net görünüyordu.


Yıldız Kâşifi, Ay'ın yumuşak ve gümüşi tozuna bir tüy gibi nazikçe kondu. Atlas, astronot kaskı olarak hayal ettiği balık fanusunu başına geçirdi ve yavaşça kapıyı açtı.


Ay'da yürümek ne kadar da eğlenceliydi! Her adımı dev bir zıplamaya dönüşüyordu. "Yaşasın! Uçuyor gibiyim!" diye sevinçle bağırdı ve kraterlerin etrafında zıplayarak dans etti.


Tam o sırada, etrafında parıldayan küçük, yuvarlak ve sevimli varlıklar belirdi. Bunlar Ay Tozları'ydı. Meraklı gözlerle Atlas'a bakıyor ve tatlı, çan sesine benzer sesler çıkarıyorlardı.


Ay Tozları çok arkadaş canlısıydı. Atlas'a en parlak ay taşlarını gösterdiler ve onunla yerçekimsiz saklambaç oynadılar. Konuşmuyorlardı ama neşeli ışıklarıyla her şeyi anlatıyorlardı.


Artık eve dönme vakti gelmişti. Atlas, yeni arkadaşlarına sarıldı ve el salladı. "Sizi hiç unutmayacağım! Yine geleceğim!" dedi. Ay Tozları da parıldayarak ona veda etti.


Yıldız Kâşifi, evi olan mavi gezegene doğru süzülürken Atlas, gördüğü her şeyi, öğrendiği her yeni şeyi aklına kaydetti. Roketi, yavaşça ve sessizce başladığı yere, bahçesindeki çimlerin üzerine geri kondu.


Atlas, roketinden indi ve koşarak eve girdi. "Anne, baba! Ay'a gittim!" diye bağırdı ve onlara yıldızlarla, Ay Tozları'yla dolu muhteşem macerasını anlattı. Çünkü artık biliyordu ki hayal gücü ve cesaretle keşfetmek, dünyamızı daha da zenginleştirirdi.


