Ece, sincabı Fındık ile renklerin dünyasını gezerken İngilizce isimlerini öğrenir; sarı güneşten beyaz karlara uzanan...
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Yavaş Kaplumbağa ile Hızlı Kuş


Rengarenk bir ormanın kenarında, Sabri adında sevimli bir kaplumbağa yaşardı. Sabri her şeyi yavaş yavaş yapardı. Yavaş yürür, yavaş yemek yer ve etrafındaki minik çiçekleri, parlak böcekleri uzun uzun izlerdi. Sabır onun en iyi arkadaşıydı.


Gökyüzünde ise Pırpır adında neşeli bir kuş yaşardı. Pırpır her şeyi çok hızlı yapardı. Rüzgârla yarışır, bulutların arasından bir ok gibi süzülürdü. Dünyayı tepeden izlemeye bayılırdı.


Bir sabah Pırpır, su içmek için Sabri'nin en sevdiği göletin kenarına kondu. Birbirlerini gördüler ve gülümsediler. "Merhaba," dedi Sabri yumuşak bir sesle. "Merhaba!" diye cıvıldadı Pırpır. "Sen çok yavaşsın, ben ise çok hızlıyım!"


Pırpır, "Yüce Dağ'ın tepesinde sihirli Güneş Meyveleri var," dedi heyecanla. "O kadar lezzetliler ki! Ama benim için çok ağırlar, tek başıma getiremiyorum." Sabri'nin gözleri parladı. "Birlikte gitmeye ne dersin?" diye sordu.


Böylece maceraları başladı. Pırpır önden uçup yolu kontrol etti. "Yol temiz, Sabri! Buradan güvenle gelebilirsin!" diye seslendi. Sabri, arkadaşının gösterdiği yoldan yavaş ama emin adımlarla ilerledi.


Pırpır çok hızlı olduğu için bazı güzellikleri fark etmiyordu. Ama Sabri, yol kenarında saklanmış tatlı, kırmızı orman çileklerini gördü. "Pırpır, dur! Yolculuk için biraz atıştırmalık buldum!" dedi. Birlikte tatlı çilekleri paylaştılar.


Bir süre sonra karşılarına gürül gürül akan bir dere çıktı. Pırpır kolayca karşıya uçuverdi. "Eyvah, şimdi ne yapacağız?" diye endişelendi. Sabri gülümsedi. "Hiç merak etme," dedi ve yavaşça suya girip yüzmeye başladı.


Pırpır, arkadaşının karşıya güvenle geçtiğini görünce çok sevindi. Sabri sudan çıktığında onu neşeyle karşıladı. "Harikasın Sabri! Senin sayende dereyi aştık!" diye cıvıldadı.


Dağa tırmanmaya başladıklarında, yollarını büyük bir dikenli çalı kapattı. Sabri'nin kabuğu çalının arasından geçemeyecek kadar genişti. "Sanırım buraya kadarmış," dedi üzgün bir sesle.


"Asla pes etme!" dedi Pırpır. Hemen havalandı ve çalının etrafını inceledi. Çok geçmeden çiçeklerle dolu gizli bir patika buldu. "Beni takip et Sabri! Sana yolu göstereceğim!" diye seslendi.


Sonunda dağın tepesine ulaştılar! Güneş Meyvesi, altın gibi parlıyordu. Pırpır meyveyi dikkatlice kopardı ve Sabri'nin sağlam kabuğunun üzerine yavaşça yerleştirdi. Birlikte başarmışlardı!


O gün Sabri ve Pırpır, tatlı Güneş Meyvesi'ni paylaşırken çok önemli bir şey öğrendiler. Pırpır'ın hızı ve Sabri'nin sabrı birleşince her zorluğun üstesinden gelebilirlerdi. Farklılıklarımız birbirimizi tamamlar ve dostluğu güçlendirir.


