Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Kibritçi Kız ve Umut Işığı


Kar taneleri gökyüzünden birer tüy gibi süzülerek şehri beyaz bir örtüyle kaplıyordu. Bu büyülü kış gününde, yanakları al al olmuş Elif adında tatlı bir kız, elinde bir sepet kibritle meydanda duruyordu. Soğuğa rağmen gözlerinin içi parlıyor, etrafına umutla gülümsüyordu.


Gün yavaş yavaş akşam olmaya başlarken hava daha da soğudu. Elif'in minik elleri üşümüştü. "Sadece bir tanecik," diye düşündü. "Sadece ellerimi ısıtmak için." Sepetinden bir kibrit çıkardı ve yavaşça duvara sürttü. Çıkan minik alev, karanlıkta bir yıldız gibi parladı.


Alev birden büyüdü ve Elif'in tam karşısında kocaman, sıcacık bir soba belirdi. Sobanın üzerindeki desenler dans ediyor, içindeki ateş neşeyle çıtırdıyordu. Elif, hayali sobanın sıcaklığının yanaklarına vurduğunu hissetti ve mutlulukla gülümsedi.


Kibrit sönünce soba da kayboldu. Elif hiç üzülmedi ve hemen bir kibrit daha yaktı. Bu defa alevin ışığında buharı tüten lezzetli yemeklerle dolu bir masa gördü. Sıcak çorba, taze ekmek ve mis kokulu kurabiyeler vardı. Karnı guruldasa da bu hayal bile onu mutlu etmeye yetmişti.


İkinci kibrit de sönünce yemek masası gözden kayboldu. Elif neşeyle bir kibrit daha yaktı. Bu kez karşısında rengarenk ışıklar ve parlak süslerle donatılmış dev bir yılbaşı ağacı belirdi. Ağacın tepesindeki yıldız o kadar parlaktı ki, Elif gözlerini alamadı.


Ağacın ışıkları sönerken Elif en güzel hayalini görmek için bir kibrit daha yaktı. Alevin içinde ona sevgiyle gülümseyen anne ve babasını gördü. Annesinin şefkatli bakışları ve babasının güven veren gülümsemesi içini ısıttı. Bu, onun en büyük dileğiydi.


Elif son hayalini izlerken, yanından geçmekte olan iyi kalpli bir kadın ve küçük oğlu onu fark etti. Kadının gözleri şefkatle doluydu. Küçük çocuk, Elif'e doğru bir adım atıp merakla ona baktı.


Kadın yavaşça Elif'in yanına eğildi ve "Tatlı kız, bu soğukta burada ne yapıyorsun?" diye sordu. Elif kibritlerini gösterdi. Kadının oğlu, küçük eldivenlerinden birini çıkarıp "Üşümüşsündür, bunu alabilirsin," diyerek Elif'e uzattı.


Bu küçük iyilik Elif'in kalbini ısıtmaya yetmişti. Kadın, "Hadi, bizimle gel. Sana sıcak bir çorba ve kalacak bir yer verebiliriz. Kimse bu soğukta yalnız kalmamalı," dedi. Elif'in gözleri sevinçle parladı.


Kadın ve oğlu, Elif'i sıcacık evlerine götürdüler. Kapıyı güler yüzlü bir baba açtı. İçerisi aynı Elif'in hayallerindeki gibiydi! Köşede yanan bir soba ve mutfaktan gelen mis gibi yemek kokuları vardı.


Aile, Elif'e kuru giysiler, sıcak bir yemek ve sobanın yanında yumuşak bir koltuk verdi. Birlikte oturdular, sohbet ettiler ve güldüler. Elif, hayallerinin bir bir gerçeğe dönüştüğünü hissetti. Kendini güvende ve çok mutlu hissediyordu.


Elif o gece ve sonraki tüm geceler o sıcak evde kaldı. Kendisine sevgiyle bakan yeni bir aile bulmuştu. O soğuk kış gecesinde yaktığı kibritler, sadece hayallerini aydınlatmakla kalmamış, aynı zamanda ona yol gösteren bir umut ışığı olmuştu. Çünkü paylaşmak ve yardım etmek, dünyayı her zaman daha güzel bir yer yapar.


