Can ve arkadaşları, uçurtmalarını uçururken dostluğun ve paylaşmanın güzelliklerini keşfeder.
Kullanım İpuçları
- Sayfayı çevirmek için sayfaya tıklayın ya da yön tuşlarını kullanın.
- Dinle butonu ile sesli anlatımı başlatın.
- Oto Ses açıkken sayfa bitince otomatik devam eder.
- Kaydırıcı ile hızlı konum değiştirin.
- 3D Açık/Kapalı ile perspektifi değiştirin.
- Kilit ile sayfa tıklamalarını kapatabilirsiniz.
- Tam ekran ile daha iyi odaklanın.
Çirkin Ördek Yavrusu'nun Mutlu Hikayesi


Göl kenarındaki sıcacık bir yuvada, Anne Ördek sabırla yumurtalarının çatlamasını bekliyordu. Teker teker çatırdadı yumurtalar ve içlerinden cıvıl cıvıl, sapsarı, pofuduk yavrular çıktı. Ama en sondaki yumurta diğerlerinden daha büyük ve daha farklı bir renkteydi.


Sonunda büyük yumurta da çatladı. İçinden çıkan yavru, kardeşleri gibi sarı değil, gri renkliydi ve onlardan biraz daha iriydi. Anne Ördek, farklı görünüşüne hiç aldırmadı ve onu da diğer yavruları gibi sevgiyle kucakladı. Ona Tekin adını verdi.


Tekin büyüdükçe farklılığı daha da belirginleşti. Kardeşleri hızla yüzmeyi öğrenirken o biraz daha yavaştı. Bazen diğer hayvanlar onun farklı görünüşüyle ilgili fısıldaşırdı. Bu durum Tekin'i üzüyor ve kendini yalnız hissetmesine neden oluyordu.


Anne Ördek, Tekin'in üzüntüsünü fark etti. Yavrusunun yanına yüzerek geldi ve yumuşak bir sesle, "Sen çok özelsin Tekin," dedi. "Farklı olman seni eşsiz kılıyor. Sabırlı ol, zamanla ne kadar harika olduğunu herkes görecek."


Mevsimler değişti. Önce sonbahar geldi, yapraklar sararıp döküldü. Sonra kış geldi ve her yeri bembeyaz bir kar örtüsü kapladı. Tekin, soğuktan korunmak için kendine güvenli bir yer buldu ve sabırla baharın gelmesini bekledi.


Nihayet güneş yeniden yüzünü gösterdi, karlar eridi ve ilkbahar geldi. Tekin, gölün üzerinde daha önce hiç görmediği kadar zarif, bembeyaz kuşların süzüldüğünü gördü. Uzun boyunları ve kar gibi tüyleriyle o kadar güzeldiler ki, onlara hayranlıkla baktı.


Tekin, merakla suya yaklaşıp kendi yansımasına baktı. Gördüğü şeye inanamadı! Sudaki yansıma artık o eski, gri ve küçük yavru değildi. Uzun, zarif bir boynu ve parlayan bembeyaz tüyleri vardı. O da hayran olduğu o güzel kuşlardan birine dönüşmüştü!


Göldeki diğer kuğular, Tekin'i fark edip zarafetle yanına süzüldüler. Onu hiç yadırgamadılar. İçlerinden biri dostça bir sesle, "Aramıza hoş geldin," dedi. "Ne kadar da güzel bir kuğusun."


Tekin, hayatında ilk defa kendini bir yere ait hissetti. Yeni arkadaşlarıyla birlikte gölün serin sularında neşeyle yüzdü. Artık kimse onunla alay etmiyor, aksine herkes onun güzelliğine hayran kalıyordu.


Tekin, artık ne çirkin ne de yalnızdı. O, farklılığının aslında en büyük güzelliği olduğunu anlamıştı. Kendi gibi olan dostlarıyla birlikte, mavi gökyüzünün altında özgürce kanat çırptı. Çünkü herkes farklıdır ve bu farklılıklar bizi özel kılar.


